Mentörlük/Akıl Hocalığı/Koçluk

Yazarlar Mustafa Hasbahçeci

Mentörlük, birinin daha az deneyimli olduğu iki kişi arasındaki dinamik bir ilişkidir. Burada asıl amaç, daha az deneyim/bilgi/beceri kapsamına sahip olan kişinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Karmaşık olayların yer aldığı alanlarda, güven ve deneyime bağlı olarak kurulmuş olan karşılıklı bir etkileşimdir. Mentörler, mentörlük alan kişileri (mentee) teşvik eden ve destekleyen, araştırma hedeflerinin şekillendirilmesinde ve kariyer planlamasında yardımcı rol üstlenen kişilerdir. Mentör öğretmen, danışman, koç ve gözetmenlik olarak değişik fonksiyonları içerisinde barındırmaktadır.

Mentörlük, birinin daha az deneyimli olduğu iki kişi arasındaki dinamik bir ilişkidir. Burada asıl amaç, daha az deneyim/bilgi/beceri kapsamına sahip olan kişinin geliştirilmesi amaçlanmıştır [1][2]. Karmaşık olayların yer aldığı alanlarda, güven ve deneyime bağlı olarak kurulmuş olan karşılıklı bir etkileşimdir. Mentörler, mentörlük alan kişileri (mentee) teşvik eden ve destekleyen, araştırma hedeflerinin şekillendirilmesinde ve kariyer planlamasında yardımcı rol üstlenen kişilerdir [3]. Mentör öğretmen, danışman, koç ve gözetmenlik olarak değişik fonksiyonları içerisinde barındırmaktadır [4].

Mentörlüğün tanımı ile ilişkili olarak beş ana bileşenin gerektiğine inanılmaktadır: başarıya odaklılık, duygusal ve psikolojik destek, iki yönlü işleyen karşılıklı ilişki, direkt etkileşime açık kişisel ilişki ve mentörün deneyimi [5]. Ayrıca mentörler takım lideri olarak uygun ve ulaşılabilir olmalıdırlar. Dürüst bir zeminde gerçekleşen, çift yönlü geri bildirimlere açık olmak ve profesyonel, akademik ve bilimsel araştırma ve kişisel konularda tartışmaların ve karşılıklı fikir değişimlerinin olduğu açık ve şeffaf ilişkiler geliştirebilmek kaliteli bir mentörlük için önemli bir konudur [6].

Nobel ödülü alan kişilerin ya da kurumların bir zincir şeklinde mentörlük ilişkisini devam ettirdiği ve böylelikle Nobel ödüllerinde bile bir devamlılığın sağlandığı gözlemlenmektedir [7]. Cambridge Üniversitesi (19. Yüzyıl sonu) ve Columbia Üniversitesi (20. Yüzyıl başı) merkezli yapılanmaların, bir akademik aile ağacı ağı şeklinde oluştuğu, Nobel ödülü alan kişilerin diğer kişilere mentörlük yaparak, bu ağı geliştirdikleri gösterilmiştir. Bunun neticesinde Cambridge Üniversitesi 4 kuşakta 13 ve Columbia Üniversitesi 3 kuşakta 10 Nobel ödülü alma başarısı göstermiştir.

Sambunjak’ın [8] gerçekleştirdiği sistematik derlemede, mentörlüğün tıp bilimleri alanında kariyer seçimi, kariyer gelişimi ve üretkenlik ile yakından ilişkili olduğu gösterilmiştir. Mentörlük alan kişiler, kurulacak bu ilişkinin kişisel gelişim, araştırma üretkenliği ve başarı açısından önemli bir faktör olduğuna inanmaktadır. Üretken bir mentörlük ilişkisinin kişinin etik, akademik ilgi ve zorluklara reaksiyon verme becerisini etkileyeceği muhakkaktır [1]. Bu ilişki sadece doktorlar ya da araştırmacılara yönelik olmayıp, dünyada tıp fakültesi öğrencilerine yönelik olarak yaygın kullanım alanı da bulmuştur [8].

Bilimsel dünyadaki değişimler mentör-mentörlük alan kişi arasındaki ilişkinin içeriğini etkilemekte, buna karşın çoğu akademik birim tarafından mentörlük kavramına yeteri kadar ilgi ve önem verilmemektedir. Fakat bu durum, mentörlüğün kariyer seçimi ve gelişimi ve üretkenlikteki katalizör görevini hiçbir şekilde azaltmayacaktır [8].

Konu ile ilgili yapılan çalışmalarda, mentör olan kişinin önemli bir kişi olarak tanımlandığı, mentörlüğün en önemli kaynak ve destek olarak görüldüğü,  öğrenim deneyiminin ve kişisel gelişimin önemli birer parçası olarak değerlendirildiği ifade edilmektedir [8]. Akademik ortamlarda özellikle mentörlük ilişkisinin kariyer memnuniyeti ve tatmini ile yakından ilgili olduğu da belirtilmektedir. Mentörlüğün kariyer gelişimini artırıcı bir faktör olduğu mentörlük alan kişiler tarafından sıklıkla söylenmektedir [6][8]. Ayrıca araştırma, eğitim, profesyonel gelişim ve klinik uygulamalarda hasta bakımında iyileşme ve kendi kendine yeterli olma alanlarında da önemli katkısının olduğu gözlemlenmektedir [8][9]. Mentörlük aynı zamanda uzmanlık dalı seçiminde mentörlük alan kişileri etkileyen en önemli faktörlerden biri olarak kabul edilmektedir. Akademik ortamlarda çalışmaya devam eden kişiler tarafından bu etkileşim daha çok etkili olmaktadır. Akademik kariyeri tercih etme ya da akademik kurumlarda çalışmaya devam etme konusunda, her uzmanlık dalı için olmasa da, mentörlüğün olumlu etkisi olduğu gösterilmiştir [8].

Kariyer planlaması, üretkenlik ve başarı elde edilmesi konusunda genel kanaat,  mentörlerin mentörlük alan kişilere araştırma faaliyetleri konusunda destek ve kaynak sağladıkları yönündedir [8]. Böylelikle, mentörlük alan kişiler araştırma faaliyetlerine daha fazla vakit ayırabilmektedir. Alınan maddi teşvik (grant) ve yayın sayısı açısından anlamlı farklılıklar oluşmaktadır. Özellikle akademik çalışmaların tamamlanması ve bunların yayın haline getirilmesi konusunda mentörlerin olmaması, önemli bir bariyer olarak tanımlanmaktadır [3][8]. Bununla ilgili geçmişte mentörü olan kişilerin, başkalarına mentörlük desteği veriyor olması da özellikle vurgulanmaktadır.

Mentör-mentörlük alan kişi ilişkisinde iletişim, düzenli toplantılar, paylaşılan ilgiler ve belirlenmiş hedefler önemli faktörlerdir [3]. Bunlar arasında iletişimin en önemli olduğu belirtilmektedir. Nobel ödülü sahibi olan Lefkowitz, başarılı bir mentörlük ilişkisinin temel bileşenleri olarak güçlü bir rol modelinin olması, bilimsel heyecan ve bilgi tutkusunun paylaşılması ve farklı düşünmeye teşvik edici serbest bir ortamın olmasını belirtmektedir [4].  

Mentörlük alan kişilerin özellikleri arasında pro-aktif olmak, verimlilik, yaratıcılık, esneklik, kurulan ilişkiye bağlılık, kararlılık, işe odaklanma, sorumluluk sahibi olmak ve mentörün zamanına saygılı olmak olarak sıralanmaktadır [3][10].  

Bu bilgiler dikkate alındığında, bilimsel alanda devamlılık göstermek, bu süreçte araştırma, yayın ve kariyer açısından gelişimi sağlayabilmek açısından mentörlük kavramının daha iyi anlaşılmasının ve bu tür ilişkilerin kurulmasının yerinde bir tercih olduğu ortaya çıkmaktadır. Uygun özellikleri olan mentörlerin, çevresindeki bu tür bir desteği almak konusunda istekli uygun kişilerle mentörlük ilişkisi kurması, çift taraflı kazanımların olduğu bir netice ile sonlanacaktır. Bu yüzden, mentörlük kavramının daha iyi anlaşılmasının ve ilişkinin iki tarafı açısından tanımlanmış kriterlerle uygulama alanının genişletilmesinin gerektiği düşünülmektedir.

 

Kaynaklar

1) Yıldırım C. Bilimsel düşünme yöntemi: Yazılar, bildiriler, tartışmalar. 1. baskı. Ankara: Bilgi Yayınevi; 1997.
2) Karasar N. Bilimsel araştırma yöntemi. 15. baskı. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım; 2005.
3) Çaparlar CÖ, Dönmez A. Bilimsel araştırma nedir, nasıl yapılır? Turk J Anaesthesiol Reanim 2016; 44: 212-8.
4) Aksakoğlu G. Sağlıkta araştırma ve çözümleme. 3. baskı. İzmir: Meta Basım Matbaacılık Hizmetleri; 2013.
5) Büyüköztürk Ş, Çakmak E, Akgün Ö, Karadeniz Ş, Demirel F. Bilimsel araştırma yöntemleri. 4. baskı. Ankara: Pegem Akademi; 2009.
6) Atıcı E, Erdemir AD. Ethics in a scientific approach: The importance of the biostatistician in research ethics commities. J Med Ethics 2008; 34: 297-300.
7) Sümbüloğlu K, Sümbüloğlu V. Biyoistatistik. 11. baskı. Ankara: Hatiboğlu Yayınları; 2005.
8) Örnek Büken N, Büken E. Tıp etiği ve tıp hukuku açısından klinik ilaç araştırmaları. Türk Psikiyatri Derg 2003; 14: 289-99.
9) Karagöz Y. SPSS 21.1 uygulamalı Biyoistatistik. 1. baskı. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.; 2014.
10) Cozby P, Bates S. Methods in behavioral research. 12th ed. New York: McGraw-Hill Education; 2012.
11) Süt N. Klinik araştırmalarda örneklem sayısının belirlenmesi ve güç (power) analizi. RAED Dergisi 2011; 3(1-2): 29-33.
12) Newman T, Kohn MA. Evidence-based diagnosis. 1st. Ed. New York: Cambridge University Press; 2009.
13) Akgül A. Tıbbi araştırmalarda istatistiksel analiz teknikleri-SPSS uygulamaları. 3. baskı. Ankara: Emek Ofset; 2005.
14) Wassertheil-Smoller S. Biostatistics and epidemiology. A primer for health professionals. 2nd. ed. Newyork: Springer; 2003.
15) Şenocak M. Klinik Biyoistatistik. 1. baskı. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevi; 2009.
16) Kalaycı, S. SPSS Uygulamalı çok değişkenli istatistik teknikleri. 3. baskı. Ankara: Asil Yayınevi; 2008.
17) Zodpey SP. Sample size and power analysis in medical research. Indian J Dermatol Venereol Lepro 2004; l70(2): 123-8.
18) Dawson B, Trap RG. Basic and clinical biostatistics. 4th ed. New York: Lange Medical Books-McGraw- Hill; 2004.
19) Özdamar K. Modern bilimsel araştırma yöntemleri. 1. baskı. Eskişehir: Kaan Kitabevi; 2003.
20) Kirby A, Gebski V, Keech AC. Determining the sample size in a clinical trial. MJA 2002; 177: 256-7.
21) Murphy KR, Myors B. Statistical power analysis, a simple and general model for traditional and modern hypothesis test. 2nd. ed. London: Lawrence Erlbaum Associates; 2004.
22) Beins BC, McCarthy MA. Research methods and statistics. 1st. ed. New Jersey: Pearson Education Inc.; 2012.
23) Goodwin CJ. Research in psychology methods and design. 6th. ed. New Jersey: John Wiley & Sons, Inc; 2010.
24) Dorey FJ. Statistics in brief: Statistical power: What is it and when should it be used? Clin Orthop Relat Res 2011; 469(2): 619-20.

Modül için henüz bir yorum yazılmamıştır.

Yorumlarınız için bizim için önemlidir.

Yorum yazmak için tıklayınız